Derin bir ooooooooooh.... Çok şükür döndüm ve telaşı atlatıp oturabildim. Uzun ve güzel bir bayram tatilinden sonra Yenikapı'ya varır varmaz ııııgggg dedim. Bu ne mi? İstanbul' a girdim sendromu:)) Eh bu durumda iyi ki varsınız...
Döner dönmez tabiki geçirdiğim günlerden ufak anlar paylaşmak istiyorum sizlerle. Bilenler bilir benim ailem İzmir, eşiminkiler Aydın'da. Hal böyle olup iki şehir arası 1 saat olunca, bir de araya hasret giriyorsa, ana babalar yaşını almış ve gözleri yolda sizi bekliyorlarsa, bayramlarda ziyaret çift taraflı oluyor. Bu sefer de aynen böyle oldu.
Genelde tatilden dönene yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat derler ama arkadaşlar, ben gördüklerimden önce müsaadenizle yediğim bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Konuya direkt yemekten girdim ama yok böyle birşey... Görünce beni anlayacaksınız... Malum kurban bayramı ya, kurbanlar kesilip kavurmalar yapılır ya.... Odun ateşinde kavurma ve kelle çorbası desem... Açık havada desem... Tek bir cümle "ben böyle lezzet görmedim" Bakın nasıl oluyor...
Kelle iyice temizlendikten sonra saatlerce kaynıyor...
İkincisinde kaburgalar kaynıyor. Kellenin suyu dökülüp bu kazandaki et kemik suyuyla çorba yapılacak. Sonra ben üst üste üç tabak yiyeceğim:))
Ziyaretler yapıldı, yemekler tatlılar yendi... Havanın güzelliği sayesinde kızım için bu yaz başlattığım kültür turuna devam dedik ve bakın nereleri ziyaret ettik...
EFES ANTİK KENTİ
MERYEM ANA EVİ
YEDİ UYUYANLAR
Kısacası durağımız Selçuk'tu. Bir sonraki turda kısmetse Artemis Tapınağı ve Selçuk kalesi...
Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle....