27 Şubat 2014 Perşembe

İçimden Böyle Geldi...

Malum hava kapalı, bir de güzel güzel yağmur yağsa ya, o da yok... Masanın başında oturuyorum, yapmam gerekenler bana ben onlara bakıyorum. İçim daraldı, hepsini kenara aldım ve içimden geleni yaptım.


Sonra derin bir ooooh çektim. İnanılmaz rahatladım. Yarım kalanlar için üzgünüm, yarına kadar beklesinler, bugün hiiiç yapasım yok:))



21 Şubat 2014 Cuma

Bu da bana...

Fırsat bulup bir türlü yapamadığım polyester tabağıma sonunda el atabildim. Çoook mutluyum çünkü o bana ben ona bakıp duruyorduk. Bu haftanın kargosunu çıkarır çıkarmaz araya birşey sokmadan elime aldım ve beğeninize sunuyorum:)


Yaprak varak, ziftle eskitme ve rub-on kullanarak hazırladım.


Herkese kendini harika hissedeceği bir haftasonu dilerim.....

14 Şubat 2014 Cuma

Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun

Soluksuz geçirdiğim günlerden sonra bloğuma dönebildim. İzmir dönüşü evimi toparlamam, 2 yaşgünü, 1 tebrik ziyareti, 1 açılış ve arka arkaya gelen sevgililer günü siparişlerini bitirdim ama sanırım ben de bittim:)) Yaptıklarım kişiye özel tasarımlar olduğu için paylaşmadan önce onay alıyorum. Öncekiler görünsün istenmedi malesef  ama son sipariş yabancıya gitmediği için paylaşabilirim. Bana verilen bilgi hediyenin sahibi beyefendinin atları çok seviyor olmasıydı. Ben de düşündüm taşındım ve aşağıdaki kutuyu yaptım.


Kutu bahane asıl içine girecek hediye şahane....


Arkadaşım pianoda kendisinin yorumladığı bir parçayı stüdyoya girerek cd kaydı yaptı. 


İnanılmaz özel bir hediye bence. Bana da tabiri caizse kılıfı kaldı. Dekupaj, hamur kabartma, rölyef pasta, yağlıboya eskitme ve budaklama ile bende elimden geleni yapmaya çalıştım. Kendisi daha görmedi, bakalım yorumu nasıl olacak....

Bu gün 14 Şubat...Eşiniz, çocuğunuz,dostunuz, erkek yada bayan arkadaşınız, sevgili olarak gördüğünüz her kimse onunla bir ömür birlikte olmanızı dilerim. 
Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun...

7 Şubat 2014 Cuma

Boşları Alalım...

Uzun süre yayın yapamayınca anlatacaklarım içimde şişti sanki:)) Dün gezimden kareler paylaşmıştım sizinle, bugünde hobi severlerin genel durumunu yansıtacağım. Nedir bizim durumumuz anlatacak kelime bulamıyorum ancak bir nefeslik an yakaladım mı boş durmak yok, ne mi var, annemin boş kavanozları var, boş şişeleri var, tek kalmış tabağı var:))


Bu cam tabak ve kavanozları peçete dekupajı ile anneme,


bu kavanozları da kendime yaptım.


İçini hemen fırçalarımla doldurdum bile. İki parça peçete de kumaşa atıverdim dekor olsun diye:)


Soda şişesi kızımın piano öğretmeninden çarptığımız kağıt mendille dekupe edildi.


Bu muhteremi de iple sardım sarmaladım. Üzerine de peçete, oldu bitti. Tatilde anca bu kadar oldu... Aaaah ah beni anlayan çoktur ama bu durumu açıklayabilen var mı bilmem:) 

Herkese güzel bir haftasonu dilerim....


6 Şubat 2014 Perşembe

Ve Tatil Bitti...

Kısa bir ayrılığın ardından kocamaaaaan bir merhaba hepinize:) İzmir dönüşü nereden başlasam, neler anlatsam... Öncelikle şunu söylemeliyim, bu sefer çok içime sindi ve gerçekten keyfini çıkardım.  Sizleri de ortak etmek için çektiğim bazı fotoları paylaşmak istiyorum...
Karneler alındı şimdi tatil zamanı, çocuk varsa eğlenceli mekan seçimi önem arzediyor. Önceden de tanıdığımız Bornova Buz Sporları pistini ziyaret ettik. Kesinlikle harika bir pist, tavsiye ederim.


Güneşi bulunca hep açık havada geçirdik günlerimizi. Burası da Bornova Forum...



Sırada Alsancak... Sevinç Pastanesi önünde sıcak sımsıcak bir yüz beni bekliyordu. Kadriye Tırtıl :)


Beraber Kordon'a açıldık veeee


kahvelerimizi içip bol bol sohbet ettik. 


Bizim işlerle uğraşıp Kadriye Hoca'yı duymayan yoktur sanırım. Büyük beğeni ile izlediğim çalışmaların sahibiyle birlikte olmak bu gezinin en değerli anıydı... 


Güzelyalı'ya doğru bir bakış attıktan sonra meşhuuur saat kulemiz...


Hemen arkamızı dönüp Kemeraltı ziyaretine başlıyoruz. Asla uğramadan dönmem. Arayıp da bulamayacağınız bir şey olduğuna inanmıyorum burada. 


 

Bizim istikametimiz Kızlarağası Hanı. Tarihi dönercimizde karnımızı doyurduktan sonra fincan kahvesi içmemiz lazım:)) İşte olmazsa olmazlardan biri....


Cevahir bedesteninden geçerken eski eşyalar dikkatimi çekiyor. Ne çabuk unuttuk bazılarını...


Veeee işte sıra sıra fincanda Türk kahvesi yapan dükkanların bulunduğu sokaklar...


Gündüz vakti bu ne mi, çengisiz olur mu:))


Şükrü Bey'de güzel bir köşeye kurulduk,


kahvelerimizi içtik ve


güneşi Karşıyaka'ya geçen vapurda batıralım diyerek, elimizdeki gevrekle bir yandan martıları besleyerek 


 bir yandan gruba bakarak Karşıyaka'ya vardık.


Küçükken koşup koşup eteğinde kaydığım anıt,


ve sevdamız KARŞIYAKA...


Yine bir sabah Karşıyaka'da balıkçı barınağı. Salaş yerleri oldum olası severim:) Bir çay keyfi yapıp denizin mavisinde martı seslerini dinlemek inanılmaz huzur verici.


Bize eşlik eden martılar ve pelikan dostumuz da burada....


Ardından kızım için güzel bir yer daha...


O ata binerken ben de kardeşimle birşeyler atıştırdım. Güneş bizi hiç yalnız bırakmadı.


Kahve vakti, nerde içsek? Hemen yakındaki Gondol hem bize hem de kızıma uygun.


Sebebi bu, hem açık havada oturabildik hem de dayısıyla eğlendi...


Aradan seçebildiğim kareler bunlar. Anlatacak çok şey var, mesela gevrek, kumru, boyoz yedim :)) ama bu günlük bu kadar. Umarım sizin için de bir güzellik olmuştur:))


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...